Sayfalar

31 Mart 2012 Cumartesi

Her İlişki Bir Bahçeye Benzer


Her ilişki bir bahçeye benzer. Eğer yeşerip gelişmesi isteniyorsa, düzenli olarak su verilmelidir. Beklenmedik hava değişiklikleri kadar mevsimleri de dikkate alarak özel bakım gösterilmelidir.Yeni tohumlar ekilmeli ve yabani otlar ayıklanmalıdır.Tıpkı bunun gibi, aşkın büyüsünü canlı tutmak için de, mevsimlerini anlamalı ve aşkın kendine özgü ihtiyaçlarını doyurmalıyız.
 Aşık olmak, ilkbahar gibidir.Sonsuza dek mutlu olacakmışız gibi bir duyguya kapılırız.Eşimizi sevmemek aklımızın ucundan bile geçmez.Bu bir saflık dönemidir.Aşk ölümsüz gibi görülür. Her şeyin kusursuz sanıldığı ve tıkır tıkır işlediği büyülü bir dönemdir bu. Eşimiz tıpatıp bize uygun görünür.Hiç çaba harcamaksızın, uyum içinde dans ederiz ve şansımızın yüzümüze gülmesinin tadını çıkarırız.
Aşkımızın yaz mevsimi boyunca eşimizin sandığımız kadar kusursuz olmadığını ve ilişkimiz üzerinde çalışmamız gerektiğini anlarız. Eşimiz sadece başka gezegenden gelmiş olmakla kalmaz, hata yapan, bazı bakımlardan aksayan bir insan olarak da karşımıza çıkar. Sürtüşmeler ve düş kırıklıklları belirmeye başlar; yabani otların kökünden sökülmesi ve yakıcı güneş altındaki bitkilerin fazladan sulanması gerekir.Artık aşkı vermek de, gereksindiğimiz aşkı almak da, o kadar kolay değildir. Her zaman     mutlu ve sevgi dolu olmadığımızı görüp anlarız. Bizim aşk konusunda düşlediğimiz tablo değildir bu.
Birçok çift, bu noktaya geldiğinde düşkırıklığına uğrar. Bir ilişki üzerinde çalışmak istemezler.Hiç de gerçekçi olmayan bir tutumla, hep ilkbahar olmasını beklerler.Eşlerini suçlarlar ve pes ederler. Aşkın herzaman kolay olmadığını, arasıra sıkı bir çalışma ve sıcak bir güneş istediği gerçeğini görmezler. Aşkın yaz mevsiminde, kendi sevgi ihtiyacımızı olduğu kadar eşimizin ihtiyaçlarını da doyurmamız gerekir.Bunlar kendiliğinden gerçekleşmez.
Yaz mevsimi boyunca bahçemize iyi baktıysak, bu sıkıcı çalışmanın sonucu olarak hasadımızı alırız.Güz mevsimi gelmiştir.Bu altın bir çağdır, zengin ve doyurucu. Gerek kendimizin, gerese eşimizin kusurlarını kabullenen ve anlayışla karşılayan daha olgun bir aşktır yaşadığımız.Bir şükran ve paylaşma zamanıdır bu.Yaz boyu sıkı çalıştığımız için, şimdi dinlenebilir ve yarattığımız aşkın tadını çıkarabiliriz.
Sonra hava yeniden değişir ve kış bastırır.Kışın o soğuk, verimsiz ayları boyunca doğa kendini tümüyle içine çeker, kapanır.Bu bir dinlenme, düşünme ve yenilenme zamanıdır. İlişkilerde de çözümlenmemiş acılarımızla veya gölge benliğimizle yüzleşme  zamanıdır.   Kapağımızın açılıp acı dolu duygularımızın ortaya döküldüğü zamandır.Aşk ve doyum için eşimizden çok, kendimize bakmaya gereksinme duyduğumuz, kendi kendine gelişim zamanıdır.Yaraların iyileşmesi, acıların dindirilmesi zamanıdır.Erkeklerin mağaralarına çekilip kışladıkları ve kadınların kuyularının dibine indikleri zamandır bu. Aşkın karanlık kış mevsimi boyunca kendimizi sevdikten ve iyileştirdikten sonra, ilkbahar ister istemez geri gelecektir.Yeniden umut, sevgi duyguları ve olanakların bolluğu bizi sevindirir. Kış boyu kendi kendimizi iyileştirdiğimiz ve ruhumuzu araştırdığımız için, artık yüreklerimizi açabilecek ve aşkın ilkbaharını yaşayabilecek duruma gelmişizdir.

Yazarı Bilinmiyor....alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder