Sayfalar

Çeşitli Bilgiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çeşitli Bilgiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Ramazan Ayının Fazileti ve Orucun Önemi

Ramazan Ayının Fazileti ve Orucun Önemi 



Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. 

Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır. 

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. [Tirmizi] 
(Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.)

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle: 
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.)[Taberani]

(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; ramazan ayı, sonraki ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Bu aya ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ. Mansur]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.)[İbni Ebiddünya]

(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonuysa Cehennemden kurtuluştur.) [İ. Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]

(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]

(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Birisi size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]

(Allah yolunda bir gün oruç tutanı, Allahü teâlâ yetmiş yıllık mesafe kadar cehennemden uzaklaştırır.) [Buhari]

(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]

(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]

(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]

(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]

Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)

Alıntı 


   OsmanlıTugrasi
Sevgi ve Sayılarımla


31 Mart 2012 Cumartesi

Her İlişki Bir Bahçeye Benzer


Her ilişki bir bahçeye benzer. Eğer yeşerip gelişmesi isteniyorsa, düzenli olarak su verilmelidir. Beklenmedik hava değişiklikleri kadar mevsimleri de dikkate alarak özel bakım gösterilmelidir.Yeni tohumlar ekilmeli ve yabani otlar ayıklanmalıdır.Tıpkı bunun gibi, aşkın büyüsünü canlı tutmak için de, mevsimlerini anlamalı ve aşkın kendine özgü ihtiyaçlarını doyurmalıyız.
 Aşık olmak, ilkbahar gibidir.Sonsuza dek mutlu olacakmışız gibi bir duyguya kapılırız.Eşimizi sevmemek aklımızın ucundan bile geçmez.Bu bir saflık dönemidir.Aşk ölümsüz gibi görülür. Her şeyin kusursuz sanıldığı ve tıkır tıkır işlediği büyülü bir dönemdir bu. Eşimiz tıpatıp bize uygun görünür.Hiç çaba harcamaksızın, uyum içinde dans ederiz ve şansımızın yüzümüze gülmesinin tadını çıkarırız.
Aşkımızın yaz mevsimi boyunca eşimizin sandığımız kadar kusursuz olmadığını ve ilişkimiz üzerinde çalışmamız gerektiğini anlarız. Eşimiz sadece başka gezegenden gelmiş olmakla kalmaz, hata yapan, bazı bakımlardan aksayan bir insan olarak da karşımıza çıkar. Sürtüşmeler ve düş kırıklıklları belirmeye başlar; yabani otların kökünden sökülmesi ve yakıcı güneş altındaki bitkilerin fazladan sulanması gerekir.Artık aşkı vermek de, gereksindiğimiz aşkı almak da, o kadar kolay değildir. Her zaman     mutlu ve sevgi dolu olmadığımızı görüp anlarız. Bizim aşk konusunda düşlediğimiz tablo değildir bu.
Birçok çift, bu noktaya geldiğinde düşkırıklığına uğrar. Bir ilişki üzerinde çalışmak istemezler.Hiç de gerçekçi olmayan bir tutumla, hep ilkbahar olmasını beklerler.Eşlerini suçlarlar ve pes ederler. Aşkın herzaman kolay olmadığını, arasıra sıkı bir çalışma ve sıcak bir güneş istediği gerçeğini görmezler. Aşkın yaz mevsiminde, kendi sevgi ihtiyacımızı olduğu kadar eşimizin ihtiyaçlarını da doyurmamız gerekir.Bunlar kendiliğinden gerçekleşmez.
Yaz mevsimi boyunca bahçemize iyi baktıysak, bu sıkıcı çalışmanın sonucu olarak hasadımızı alırız.Güz mevsimi gelmiştir.Bu altın bir çağdır, zengin ve doyurucu. Gerek kendimizin, gerese eşimizin kusurlarını kabullenen ve anlayışla karşılayan daha olgun bir aşktır yaşadığımız.Bir şükran ve paylaşma zamanıdır bu.Yaz boyu sıkı çalıştığımız için, şimdi dinlenebilir ve yarattığımız aşkın tadını çıkarabiliriz.
Sonra hava yeniden değişir ve kış bastırır.Kışın o soğuk, verimsiz ayları boyunca doğa kendini tümüyle içine çeker, kapanır.Bu bir dinlenme, düşünme ve yenilenme zamanıdır. İlişkilerde de çözümlenmemiş acılarımızla veya gölge benliğimizle yüzleşme  zamanıdır.   Kapağımızın açılıp acı dolu duygularımızın ortaya döküldüğü zamandır.Aşk ve doyum için eşimizden çok, kendimize bakmaya gereksinme duyduğumuz, kendi kendine gelişim zamanıdır.Yaraların iyileşmesi, acıların dindirilmesi zamanıdır.Erkeklerin mağaralarına çekilip kışladıkları ve kadınların kuyularının dibine indikleri zamandır bu. Aşkın karanlık kış mevsimi boyunca kendimizi sevdikten ve iyileştirdikten sonra, ilkbahar ister istemez geri gelecektir.Yeniden umut, sevgi duyguları ve olanakların bolluğu bizi sevindirir. Kış boyu kendi kendimizi iyileştirdiğimiz ve ruhumuzu araştırdığımız için, artık yüreklerimizi açabilecek ve aşkın ilkbaharını yaşayabilecek duruma gelmişizdir.

Yazarı Bilinmiyor....alıntıdır...

17 Ocak 2012 Salı

Osmanlı Arması - OsmanlıTugrası- Osmanlı Padidaşahları


Arma kimliği anlatan, bir işarettir. Resimler, harfler ve şekillerden oluşur. Bir devleti, hanedanı ya da şehri anlatır. Devletlerin insanları tarafından benimsenen armaları vardır.
1- Tuğranın etrafındaki güneş motifi, padişahın güneşe benzetilmesinden ileri gelir
2- II. Abdülhamit’in tuğrası
3- Sorguçlu serpuş: Osman gaziyi ve tahtı temsil eder
4- Yeşil Hilafet sancağı
5- Süngülü tüfek: Nizam-ı Ceditle birlikte Osmanlı ordusunun asıl silahı olmuştur
6- Çift taraflı teber
7- Toplu tabanca
8- Terazi: şeşper ve asaya asılıdır, adaleti temsil eder.
9- (Üstte) Kuran-ı Kerim. (Altta) Kanunnameler.
10- Nışan-ı al-i imtiyaz: Devlet adına faydalı işlerde bulunmuş ilim adamları, idareci ve askerlere veriliyordu.
11- Nışan-ı Osmani: Sultan Abdülaziz Han tarafından 1862′de ihdas edilmiş olup, devlet hizmetinde üstün başarı sağlayanlara verilirdi.
12- Asa ve şeşper
13- Çapa, Osmanlı denizciliğini temsil eder.
14- Bereket boynuzu
15- Nışan-ı iftihar
16- Yay
17- Mecidi nişanı
18- Borazan, modern mızıka takımının kullandığı çalgı aletidir
19- Şefkat nışanı, 1878′de II. Abdülhamit Han tarafından ihdas edilmiş olup; savaş zamanında, büyük afetlerde devlete, millete hizmet eden kadınlara verilirdi.
20- Top gülleleri (Bazı armalarda bulunmuyor.)
21- Kılıç
22- Top, topçu ocaklarını temsil eder.
23- El siperlikli tören kılıcı: bu kılıç klasik Türk kılıcı olmayıp, o devirdeki subaylar tarafından kullanılırdı.
24- Mızrak.
25- Çift taraflı teber, orduda üst düzey görevliler tarafından üstünlük sembolü olarak kullanılmıştır.
26- Tek taraflı teber (balta)
27- Bayrak
28- Osmanlı sancağı
29- Mızrak: Son dönem mızraklı süvari alaylarını remzeder
30- Kalkan, Ortasında stilize edilmiş bir güneş motifi var. 12 yıldız: Rivayete göre bu 12 yıldız 12 burcu temsil eder…
 
Piri Reis Haritasi




Piri Reis, Ahmet Muhiddin Piri, Ahmet ibn-i el-Haç Mehmet El Karamani (d. 1465-70, Gelibolu - ö. 1554, Kahire), Osmanlı denizcisi. Amerika'yı gösteren Dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla tanınmıştır.

Osmanlı denizcileri, 15. Yüzyılda Amerika'nın doğu kıyılarında bulunan "Büyük Türk Takımadaları"nın ilk kâşifidir. Piri Reis, dünyanın ilk denizcilik kılavuzu niteliğindeki Kitab-ı Bahriye'sinde, Amerika'nın Osmanlılar tarafından resmen keşfinin, Kolomb'tan 29 yıl önce "Antilya" ismiyle gerçekleştirildiğini belirtir.

Çok daha ilginci, Tarihçi Esat Efendi, "Hulasâ-i Ahvâl-i Tunus ve Garp" kitabında, Barbaros'un Kanunî'ye yazdığı mektupta, Amerika'nın fethedilmesi için padişahtan müsaade istediğini yazmıştır. Kanuni bunu Sadrazam İbrahim Paşa'ya sormuş; o da "ülkemize çok uzak olduğundan vazgeçilmesini" talep etmiştir. Bunun üzerine Kanuni Amerika'ya bir sefer düzenlenmesine sıcak bakmamıştır.

Osmanlı, Amerika'yı ya fethetseydi? Hayali ve hatırası bile cihana değer değil mi?

Öte yandan Kristof Kolomb, seyahat için Sultan II. Beyazıd'dan yardım istemiş; fakat Osmanlılar, yolu ve kıtayı bildikleri için iltifat etmemiştir. Kolomb, Osmanlı'dan istediğini elde edemese de, Kemal Reis'in hizmetindeki tecrübeli denizcilerin ve İspanya'da esir olan Türk tayfaların kılavuzluğundan faydalanmıştır. Mesela, dinini gizlediği Rodrigo, en güvenilir akıl hocası olmuştur.


1. Osman Gazi Bey 

2. Sultân Orhan Gazi

3. Sultân I. Murâd

4. Yıldırım Bâyezid

5. I. Mehmed Çelebi

6. Sultân II. Murâd

7.Fâtih Sultân Mehmed

8.Sultân II. Bâyezid

9. Yavuz Sultân Selim

10. Kanuni Sultân Süleyman

11. II. Selim (Sarı Selim)

12. Sultan III. Murâd

13. Sultan III. Mehmed

14. Sultan I. Ahmed

15. Sultan I. Mustafa

16. Genç Osman (Hâile-i Osmaniye)

17. Sultan IV. Murâd

18. Sultan I. İbrahim

19. Sultan IV. Mehmed

20. Sultan II. Süleyman

21. Sultan II. Ahmed

22. Sultan II. Mustafa

23. Sultan III. Ahmed

24. Sultan I. Mahmûd

25. Sultan III. Osman

26. Sultan III. Mustafa

27. Sultan I. Abdülhamid

28. Sultan III. Selim

29. Sultan IV. Mustafa

30. Sultan II. Mahmûd

31. Sultan I. Abdülmecid

32. Sultân Abdülaziz

33. Sultan V. Murad

34. Sultan II. Abdülhamid Han

35. Sultan V. Mehmed Reşâd

36. Sultan VI. Mehmed Vahîdüddin

Alıntı